Hangi Dijital Mecranın Reklamları Daha Çok Rahatsızlık Veriyor?
Sabah kalktığınızdan gece yatana kadar gün içerisinde kaç tane reklama maruz kaldığınızı muhtemelen sayamazsınız. Çünkü zaten büyük bir kısmını görmüyorsunuz bile. İster offline ister online olsun, nereye gitsek veya neye tıklasak karşımızda reklam çıkıveriyor. Güvendiğimiz son kale olan Instagram da bu sene reklam almaya başlayınca sığınılacak liman kalmadı (İşin şakası tabii, reklam alacağı zaten belliydi).
Pazarlamanın temelinde reklam olduğuna göre bu durum gayet normal. Ancak gözlerin körleşmesi, Adblock kullanımının giderek artması vb. etmenler, markaların dijital reklamcılık konusunda doğal reklam ve içerik pazarlaması gibi farklı iletişim yöntemlerine kaymalarına sebep oldu ve olmaya artarak devam edecek.
Reklamın iyisi kötüsü hiç olmaz olur mu? Sina Afra, Temel Aksoy, Güven Borça, Fatoş Karahasan ve Bora Alçı’nın da görüşlerinin bulunduğu yazımı okumak için buraya tıklayabilirsiniz.
Bu reklam bombardımanında hangi mecradaki reklamların insanları daha çok rahatsız ettiğini merak ediyordum. Geçtiğimiz günlerde Twitter’da yaptığım bir anket -katılımcı sayısı sınırlı da olsa- bununla ilgili bana fikir verdi. Sonuçlar tam da düşündüğüm gibiydi aslında. Öncelikle anket sonucunu paylaşayım.
Not: Anketi yaptığım mecra Twitter olduğu için seçeneklere Twitter’ı eklemedim.
Bu ankete 2 tane karşıt yorum geldi. İlki, Twitter kullananların Facebook’u daha az kullandığını ve bu yüzden Facebook’un oranının düşük çıktığını söylüyordu. Facebook ile Twitter’ın birbirini ikame eden mecralar olduğunu düşünmediğim için bu görüşe katılmıyorum.
Diğer yorum ise bazı mecraların kullanılmadığı için seçilmemiş olabileceğini söylüyordu. Yani mesela Instagram kullanmayan biri Instagram’ı seçemezdi. Buna kısmen katılıyorum ancak seçeneklerdeki 4 mecranın da çok kullanılan mecralar olduğunu unutmamak gerek.
Görüşlerimi mecra bazında paylaşayım.
Youtube Reklamları (%40)
Sevdiğiniz dizinin son bölümünü açtınız, arkanıza yaslanıp izlemeye başladınız. Hop! 10. dakikada araya giren bir reklam tüm keyfinizi alıp götürüyor. Veya komik bir videoya tıkladınız. Dur yolcu! Önce şu reklamı izleyeceksin! Neyse ki artık 6 saniye sonra kapatabiliyoruz, önceden daha fazlasını izlemek zorundaydık. Muhtemelen bu cümleleri okurken bile o anları tekrar yaşamışsınızdır.
Bana göre Youtube video reklamlarının en çok rahatsız etme sebebi, özgürlüğümüzü kısıtlamasıdır. Mesela Facebook’ta gezinirken sağda veya orta alanda gördüğünüz reklamlar o an yaptığınız işten (yani gezinmekten) sizi alıkoymuyor, ilgilenmeden geçebiliyorsunuz. Ama Youtube videolarında çıkan reklamlar, size hiçbir alternatif bırakmıyor. Yani bir süre size dikte ettiriliyor. Bu da insanları çok rahatsız ediyor.
Mobil Uygulama Reklamları (%30)
Yol durumuna bakmak istiyorsunuz, izleyemediğiniz bir maçın skorunu öğrenmek istiyorsunuz veya canınız sıkıldı ve oyun oynamak istiyorsunuz. Ama o da ne? Ekranı kaplayan bir reklam size engel oluyor. Yani yine sizi sınırlayan ve o an yaptığınız işi bölen bir reklam! Çok sinir bozucu değil mi? Mobil uygulamaların 2. sırada olmasının sebebi, Youtube’un ilk sırada yer alma sebebi ile benzerlik gösteriyor.
Diğer bir sebep de sehven yapılan tıklamalar. Dokunmatik ekranların, masa üstü bilgisayarlara göre çok daha fazla hatalı tıklamaya elverişli olduğu bir gerçek. Bu tıklamalar sonucunda bulunduğumuz ekrandan hiç istemediğimiz bir ekrana geçmemiz de mobil uygulamalarda çıkan reklamlardan rahatsız olmamız için başka bir sebep.
Instagram Reklamları (%23)
Yukarıda bahsettiğim gibi, Instagram yıkılmayan son kalemizdi. =) Ancak orada da artık eskiye oranla çok daha fazla görmeye başladık. Tamamen eğlence amaçlı kullanılan bu mecrada, fotoğraflar arasında gezinirken araya giren reklamlar sinir bozucu olabiliyor. Ancak ekranı biraz daha kaydırarak kurtulma şansımız olduğu için Instagram reklamları, Youtube ve mobil uygulamalarından biraz daha az rahatsız ediyor.
Instagram Carousel Ads nedir? Markalara faydaları nelerdir? Yazıyı görmek isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.
Facebook Reklamları (%7)
Anketi yapmadan önce Facebook’un en az orana sahip olacağını tahmin ediyordum ancak bu kadar düşük bir oranı ben de beklemiyordum. Peki neden rakam bu kadar az? Bana göre bunun birkaç sebebi var.
Öncelikle birçok kişi Facebook’a artık günlük rutin bir işmiş gibi giriyor. Yani eğlenmek, kafa dağıtmak vb. bir amacımız yok. Tamamen alışkanlık. Girmeye alıştığımız gibi reklamlara da iyice alıştık ve yadırgamıyoruz. Bu alışkanlıktan dolayı da daha az rahatsız oluyoruz.
Diğer bir sebep de Facebook reklamlarının bizi o an yaptığımız işten alıkoymaması. Yani sağ sütunda veya haber akışında reklamı görüyoruz, ister tıklıyoruz ister mouse’u biraz daha kaydırıp hızlı bir şekilde paylaşımlar arasında gezinmeyi sürdürebiliyoruz. Yani araya giren bir ekran yok.
100 bin Facebook reklamı incelenerek ortaya çıkarılan etkili Facebook reklam tüyolarını görmek için buraya tıklayabilirsiniz.
Kaç kişiye yaptığınız ankettir bu?
Yazdıklarım tamamen anket sonucuna göre değil aslında. Kendi görüşlerimden sonra anketi yapmaya karar verdim. Yazıda da belirttiğim gibi sınırlı katılımcı (121 kişi) olduğu için bu anket, sadece ufak bir fikir verebilir. Anketten bağımsız olarak da fikirlerim bu şekildeydi kısacası.