Tutarlı Olma Baskısı ve New York City Plajı Deneyi
Çevremizde tutarlı olmadığını düşündüğümüz insanlar muhakkak vardır, hatta belki de çok fazla olduğunu düşünürüz. Oysaki (Yanlış yazdığımı düşünmeyin. Ki bağlacı birkaç istisna dışında ayrı yazılır. O “birkaç” istisnadan biri de “oysaki” kelimesidir) insanın doğasından tutarlı olma içgüdüsü vardır. Tutarlı olunmaması durumunda kişisel ve toplumsal baskı hissederiz. Bu konu üzerine New York City plajında yapılan bir deney, insanlardaki tutarlı olma eğilimiyle ilgili çarpıcı sonuçlar ortaya çıkarmıştır.
Yazım hataları ve doğru yazılışlarıyla ilgili daha fazla bilgi için bu yazıyı okuyabilirsiniz.
DENEY 1
Bu deneyde araştırmacılardan biri, kumsalda seçtiği deneğin yakınına oturup müzik dinlemeye başlar. Bir süre sonra, eşyalarını oturduğu yere bırakarak, deniz kıyısında yürüyüş yapmak üzere kalkar. Bu sırada bir hırsızlık oyunu oynanır. Diğer araştırmacılardan biri oraya gelir ve eşyaları çalarak uzaklaşır. Bu deney 20 defa tekrarlanır. 20 farklı denekten sadece 4 tanesi sözde hırsızın peşinden giderek eşyaları geri almaya çalışır.
DENEY 2
Bu deneyin Deney 1’den tek farkı, müzik dinleyen araştırmacının yürüyüşe kalkmadan önce, yakınına oturduğu deneğe “Eşyalarıma bakabilir misiniz?” demesi ve “Tabii” cevabını almasıdır. Bu diyalogdan sonra yine 20 defa tekrarlanan deneyin 19 tanesinde, eşyalara bakacağının sözünü veren denekler, hırsızların peşinden koşarak eşyaları geri almaya çalışır.
SONUÇ
Aradaki bu farkın en büyük sebebi, tutarsızlığın istenmeyen bir özellik olmasıdır. Söyledikleri ile yaptıkları birbirini tutmayan kişiler, ikiyüzlü, hatta hastalıklı olarak görülebilmektedir.
Diğer yandan, tutarlı olmak, kişisel ve entelektüel güç ile ilişkilendirilir. Aynı zamanda; mantığın, rasyonelliğin, istikrarın ve dürüstlüğün kalbi olarak görülür. Tutarlılık, çoğu kültürde çok önemli bir yere sahiptir. Bu yüzden insanlar genellikle tutarlı olma eğilimi taşırlar.
Kaynak: İknanın Piskolojisi