Online Paylaşımlarımızın Yol Açabileceği Olası Riskler
Paylaşımlar (sharing), sosyal medyanın en önemli yapıtaşlarından biridir. Doğru ve belli seviyede yapıldığında kullanımı çok eğlenceli zamanlar geçirilmesine sebep olabilir. Ancak yanlış ve fazla kullanılması durumunda, tehlikeli durumlarla da karşı karşıya kalabiliriz.
Intel tarafından yapılan bir araştırmaya göre Amerika’daki yetişkinlerin %90’ı online ortamda yapılan paylaşımların çok fazla olduğunu düşünüyor. Nitekim 18-34 yaş arası Amerikalıların %35’i bulundukları mekanla ilgili ya check-in yapıyor ya da tweet atıyor.
Neleri Paylaşıyoruz?
Paylaşımların çok olması, rahatsız edici olmakla kalmayıp aynı zamanda bu kullanıcıların dolandırıcılık ve diğer suçlar için hedef haline gelmesine sebep olabilir. Yaklaşık 190 milyon Kuzey Amerikalı kullanıcının 20,4 milyonu doğum tarihlerini açık bir şekilde yayınlıyor. 4,8 milyonu evden ayrıldığı zamanı, 4,7 milyonu sağlıkla ilgili bir sayfayı beğendiğini, 4,6 milyonu aşk hayatlarıyla ilgili detayları, 2,6 milyonu da alkol kullanımlarını açık bir şekilde ilan ediyorlar.
Paylaşımların çok olması, rahatsız edici olmakla kalmayıp aynı zamanda bu kullanıcıların dolandırıcılık ve diğer suçlar için hedef haline gelmesine sebep olabilir. Yaklaşık 190 milyon Kuzey Amerikalı kullanıcının 20,4 milyonu doğum tarihlerini açık bir şekilde yayınlıyor. 4,8 milyonu evden ayrıldığı zamanı, 4,7 milyonu sağlıkla ilgili bir sayfayı beğendiğini, 4,6 milyonu aşk hayatlarıyla ilgili detayları, 2,6 milyonu da alkol kullanımlarını açık bir şekilde ilan ediyorlar.
Olası Riskler Nelerdir?
Bu bilgiler nasıl bir problem yaratabilir ki diye düşünebilirsiniz. İngiltere’deki eski hırsızların %78’i, meslektaşlarının(!) hedef belirlemek için aktif biçimde sosyal medyayı kullandığını söylüyor. Mesela Facebook’tan evden çıktığınız zamanı paylaşmanız ve yaklaşık olarak ne zaman döneceğinizin bilinmesi, hırsızlar tarafından tercih edilmenize sebep olabilir. Aşk hayatınız veya parti eğlenceleriniz ile ilgili paylaşımlarınız da şantaj ve gasp gibi istenmeyen durumlarla sizi karşı karşıya bırakabilir.
Bu bilgiler nasıl bir problem yaratabilir ki diye düşünebilirsiniz. İngiltere’deki eski hırsızların %78’i, meslektaşlarının(!) hedef belirlemek için aktif biçimde sosyal medyayı kullandığını söylüyor. Mesela Facebook’tan evden çıktığınız zamanı paylaşmanız ve yaklaşık olarak ne zaman döneceğinizin bilinmesi, hırsızlar tarafından tercih edilmenize sebep olabilir. Aşk hayatınız veya parti eğlenceleriniz ile ilgili paylaşımlarınız da şantaj ve gasp gibi istenmeyen durumlarla sizi karşı karşıya bırakabilir.
Güvenlik Ayarları Çözüm Olabilir
Tabii ki bu gibi durumları gizlilik ayarlarımızı düzenleyerek bertaraf etmemiz mümkün. Fakat kullanıcıların %20’si gizlilik ayarlarını kullanmıyor bile. %28’i ise profilini arkadaşı dışındakilere de açık bırakıyor. %63 gibi çok büyük bir kesim de uygulamalarla ilgili herhangi özel bir güvenlik düzenlemesi yapmıyor. Yani gizlilik ayarlarını gerektiği gibi kullanmamamız başımızı ağrıtabilir.
Tüm bunlara rağmen sosyal ağ şifrelerimizi, kredi kartı bilgilerimizi, cep telefonu numaramızı gibi bilgilerin gizliliğine korumaya çalışıyoruz. Fakat kullanıcıların %50’si, işin ucunda bir hediye varsa kişisel bilgilerini bile paylaşmaktan çekinmiyor.
Neden Paylaşıyoruz?
- Paylaşıyoruz, çünkü bunu yemek içmek gibi bir ihtiyaç olarak görüyoruz.
- Paylaşıyoruz, çünkü üzgün olduğumuz zamanlarda paylaşımlarımızın buna çare olacağını düşünüyoruz.
- Paylaşıyoruz, çünkü olgun insanlara göre duygularımızı daha coşkulu yaşıyoruz.
