Marka sayfalarının Facebook’a girdiği ilk dönemlerde kampanya içerikleri kullanıcılar üzerinde etkili olabiliyordu. Şu anda da etkili olduğu gerçeğini göz ardı edemeyiz fakat gerek Facebook’a giren marka sayısının artması, gerekse bu markaların daha agresif politika izlemeleri kullanıcıları yavaş yavaş rahatsız etmeye başladı. Markaların Facebook’ta yer almalarının sebepleri arasında tabi ki kampanyalarını daha büyük kitlelere ulaştırmak da bulunuyor. Fakat bunu sıkmadan yapmak için kampanya içerikleri ile birlikte kullanıcıların ilgisini çekebilecek, eğlenceli ve yorum yapmaya yönlendirecek içeriklere de yer vermek gerekiyor. Bu içeriklerin türünü amacınıza göre belirlemeniz, hedefinize ulaşmanızda yardımcı olacaktır.
Daha fazla paylaşım için;
– Fotoğraf, albüm veya video post edin.
Daha fazla like için;
– Net bir şekilde aksiyona yönlendiren içerikler girin. Mesela “…. yapıyorsan/ediyorsan beğen!” gibi…
Daha fazla yorum için;
– Kullanıcılarınıza sorular yöneltin.
Ancak bununla birlikte markanın misyonu ile hiçbir bağlantısı olmayan paylaşımların etkileşimi artırmayacağı da bilinen bir gerçek. Bu gerçeği iyi ve kötü örneklere inceleyelim.
Örnek 1: Golf sayfası olan PGA TOUR’un Bubba Watson’ın elde ettiği başarıyla ilgili olarak girdiği bir post. Fan sayısı 394.721 olan sayfa, %3,7 ile müthiş bir etkileşim oranı yakalamış.
Örnek 2: Fransız gazetesinin Le Parisien’in Facebook sayfasından Marine Le Pen ile ilgili girdiği bir başarı hikayesi içeriği, %7,2 etkileşim oranına ulaşmış.
Örnek 3: E-Ticaret üzerine faaliyet gösteren Walmart’ın doğa ve hayvanlarla ilgili girdiği bir albüm, %0,0000069 gibi çok kötü bir etkileşim oranı sağlamış. Bu da marka ile tamamen bağlantısız içeriklerin etkileşim oranına hiçbir etki etmediğini gösteriyor.