Facebook ve Twitter’ın Türkiye’de yeni yeni yayılmaya başladığı dönemlerde markalar için tek önemli kıstas vardı: Takipçi sayısının çokluğu. Bunun belki de en büyük örneğini 2011 2. çeyreğinde Akbank ve Garanti arasındaki “Facebook Like Savaşları” olarak adlandırılan rekabet ile görmüştük.
2 bankadan hangisi like sayısını yükseltirse diğeri de hemen reklam harcamasını artırıp ona yetişmeye veya aradaki farkı açmaya çalışıyordu.
Bu durum Twitter’da da farklı değildi. Yani markalar için “etkileşim” belki de hiçbir şey ifade etmiyordu, her marka tamamen takipçi sayısını artırmak için uğraşıyordu. Markaların bakış açılarına ufak bir örnek verecek olursak;
• 30.000 takipçiye ve %1 etkileşim oranına sahip olmak• 5.000 takipçiye ve %15 etkileşim oranına sahip olmak
• 1.000 takipçi ve %40 etkileşim oranına sahip olmak
O dönemlerde markalara bu 3 seçenekten hangisinin daha iyi olduğu sorulsa büyük bir çoğunluğu ilk seçeneği tercih ederdi. Ancak zamanla bu durum değişti, markalar nicelikten çok niteliğin önemli olduğunu anlamaya başladı. Müşteriye dokunabilmenin ve etkileşim yaratacak içerik üretmenin önemi bir kat daha arttı. Buna paralel olarak da çokça Gerçek Zamanlı Pazarlama ve İçerik Pazarlaması örneklerini görmeye başladık.
İçerik pazarlaması yazıları için buraya tıklayabilirsiniz.
Neden Etkileşim
Her marka gün sonunda harcadığı eforun karşılığını almak ister. Eğer 50.000 takipçiden sadece %0.001 etkileşim oranı sağlıyorsanız boşa kürek çekiyorsunuz demektir. Takipçi sayınız çok ancak girdiğiniz tweetleri gören veya onlara cevap veren yok. Etrafınızda sizi duyan kimse yokken yüksek sesle bağırmak size hiçbir şey kazandırmayacaktır. Bunun için ilk olarak etrafınızda yer alacak ve sizi duymak isteyecek bir topluluk oluşturmanız gerekiyor.
Nasıl Etkileşim
Peki bu topluluğu oluşturmak için neler yapmalı? İşte birkaç ipucu:
• Re-tweet edilebilir içerik: Mümkün olduğu kadar 120 karakteri aşmayan tweetleri tercih edin. Bu tarz tweetler, kullanıcılara yorum eklemek için alan bırakacağından dolayı re-tweet edilme ihtilmalini artıracaktır.
• Özgün hashtag: Markanıza özgü bir hashtag kullanmaya gayret gösterin. Bu sayede mevcut durumda sizi takip etmeyen kullanıcılara daha rahat erişebilir ve onların ilgisini çekip etkileşiminizi artırabilirsiniz.
• Hafta sonu paylaşımları: Twitter’daki yoğunluk hafta sonları azalırken insanların okumaya ayırdığı vakit artıyor. Bu sebeple hafta sonu yapacağınız paylaşımlar daha fazla etkileşim sağlama eğilimindedir.
Etkileşim istatistiklerinizi takip etmek ve takipçileriniz için en uygun tweet zamanınızı bulmak istiyorsanız ManageFlitter, JustUnfollow ve Followerwonk tool’larından faydalanabilirsiniz.
İşte Etkileşim
Elbette bu yapılanlar hemen sonuç vermeyecektir. Kitlenizi büyütürken aynı zamanda yüksek etkileşim elde etmek her zaman uzun vadeli bir hedef olarak düşünülmelidir. Büyümenin yavaş olması cesaretinizi kırmasın, zira bu olayın kısa bir yolu henüz bulunamadığı için yukarıda verdiğim ipuçlarını sabırla uygulayarak sonuçlarını buna göre değerlendirmek yararınıza olacak ve beklediğiniz etkileşim uzun vadede gerçekleşecektir.
Unutmayın, insanlar sizin hakkınızda konuşmaya başladıklarında bu işi başarmışsınız demektir. Ve kendinize sosyal medyada başarı kriteri belirlerken tek bir metrik üzerine odaklanın: Etkileşim. Etkileşim. Etkileşim.