Diğer

Onlar Artık Her Yerde: Yaşayan Servisler

Spread the love

Pazarlama ile ilgili “2016’nın trendleri neler olacak?” konulu yazı ve konuşmalarda mutlaka “Nesnelerin İnterneti” veya “Giyilebilir Teknoloji” kavramlarından birine yer veriliyor. Aslında bu ikisini de kapsayan bir kavram daha var: Yaşayan Servisler.

Katıldığım bir seminerde konuşmacı olan Accenture’ın tasarım bölge müdürü Thomas Müller’in “Yaşayan Servisler” sunumundan aldığım notları sizlerle paylaşmak istiyorum.

Neden “Yaşayan” Olarak Adlandırıyoruz?

  • Çünkü statik değiller, her an her yerdeler.
  • Çünkü giyilebilir ürünler ile olmak üzere bize çok yakınlar.
  • Çünkü yaşamlarımızda çok büyük değişikliklere yol açacaklar.

Hayatımıza Nasıl Etki Edecekler?

  • Hafızamızda tutmamız gereken bazı aksiyonları artık yaşayan servisler halledecek.
  • Bize ne yapmamız gerektiğini bile öğretecekler.
  • Verilerle güçlendirilmiş sonuçları bize sunacaklar.
  • Doğayı, endüstrilerden daha fazla önemseyecekler.

Nerede Değiştirecekler?

Aslında neredeyse tüm hayatımızda değişikliklere yol açacaklar. Evimizde, bedenimizde, ailemizde, eğitim ve iş hayatımızda, yolculuklarımızda, finansal işlerimizde, alışverişte…

Amazon ve Echo’nun işbirliği ışığında ilk olarak evimizle ilgili bir örnek verelim. Evinizdeki çamaşır makinesini çalıştıracakken deterjanın bittiğini fark ediyorsunuz. Makinenin üzerine yerleştirilen Amazon tuşuna basarak en kısa sürede Amazon’dan deterjanınızın gelmesini sağlayabiliyorsunuz.

Bedenimizle ilgili örneği de bir video ile verelim. Şeker hastası bir çocuktan ilham alınarak imza atılan bu buluşun videosuna aşağıda görebilirsiniz.

Neden Şimdi?

Peki bu yaşayan servislerin daha önce değil de şimdi ortaya çıkmasının sebepleri neler? Şöyle özetleyebiliriz:

  • Birbirine bağlı olan cihazlar arttı.
  • Sensör kullanımına başlandı.
  • Ağ bağlantıları daha da gelişti.
  • Bulut hayatımıza girdi.
  • Büyük veri kavramı doğdu.
  • Kullanıcı arayüzleri gelişti.
  • Tüketicilerin beklentileri değişti.

İşletmeler Bu Konuda Neler Yapmalı?

  • Şüphesiz ki ilk önce müşterilerini tanımalılar, bu çok açık.
  • Spotify gibi her zaman ve her yerde elimizin altında olan ve kullanılan (akışkan teknoloji) yeni platformların inşasına yatırım yapmalılar.
  • Ve bu 2 maddeyi de kapsayan bir dizayn ortaya çıkarmalılar. Yani hem müşterilerini daha iyi tanımalarına fırsat sağlayan hem de akışkan teknolojiyi yansıtan bir dizayn.

Yeni Dünya

Artık markalar için yepyeni bir dünyanın varlığı söz konusu. Eğer markalar “modern marka” olarak anılmak istiyorlarsa ilk olarak “yaşayan marka” olmaları gerekiyor. 2016’da hangi markaların bunu başaracağını hep birlikte göreceğiz.

Akin Ozcan

1985 yılının Aralık ayında Akın Özcan olarak dünyaya geldim. 2003'te Pertevniyal Anadolu Lisesi'nden, 2007'de İstanbul Üniversitesi İktisat Bölümü'nden mezun oldum. Askerlik görevimi yerine getirdikten sonra 2008 yılında Finansbank’ın ADK Pazarlama departmanında başladığım profesyonel yaşamıma, Turkcell Global Bilgi, DenizBank ve Bilyoner.com'un dijital pazarlama ve sosyal medya departmanlarında görev alarak devam ettim. Son olarak Findeks.com'un dijital pazarlama departmanında da 2 yıl çalıştıktan sonra 9 yıllık kurumsal iş hayatımı 30 Mart 2018'de noktaladım. Bugüne kadar web sitesi yönetimi, dijital proje yönetimi, içerik pazarlaması, Google ve sosyal medya reklam yönetimi, medya planlama, sosyal medya içerik yönetimi, viral pazarlama, e-mail ve SMS pazarlaması, performans pazarlaması, PR ve offline pazarlama görevlerinde yer aldım. Şu anda ise stok fotoğrafçılığı yapıyorum. Aynı zamanda da 7 yıllık yazarlık kariyerimi şu an bulunduğunuz blogumda sürdürüyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.